• Erzurum-10 °C
  • Erzincan-6 °C
  • Ağrı-7 °C
  • Ankara4 °C
  • İstanbul8 °C
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Kılıçdaroğlu, Ordu'da konuştu
20 Mart 2017 Pazartesi 19:28

Kılıçdaroğlu, Ordu'da konuştu

Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliği referandumuna ilişkin "'Hayır'ın bu memleket için hayırlı tarafı vardır. 'Evet'in de vebali var. Emin olun. 'Evet' oyu çıktıktan sonra ilk yapacakları iş, 3 milyon Suriyeliye vatandaşlık vermek"dedi
Erzurum Güncel- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliği referandumuna ilişkin "'Hayır'ın bu memleket için hayırlı tarafı vardır. 'Evet'in de vebali var. Emin olun. 'Evet' oyu çıktıktan sonra ilk yapacakları iş, 3 milyon Suriyeliye vatandaşlık vermek. 'Hayır' çıkarsa veremeyecekler" dedi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 16 Nisan’da yapılacak olan referandum çalışmaları kapsamında Ordu’ya geldi. Ordu Havalimanı’nda partliler tarafından karşılanan Kılıçdaroğlu daha sonra merkezde bulunan bir otelde konferans salonunda iş dünyasıyla buluştu.

Halk oylamasından 'Evet' oyu çıkması halinde 3 milyon Suriyeliye vatandaşlık verileceğini savunan CHP lideri Kılıçdaroğlu, "'Hayır'ın bu memleket için hayırlı tarafı vardır. 'Evet'in de vebali var. Demokrasiyi askıya alacağız. İstediği zaman Meclis feshedilecek. 'Efendim, fesih değil; yeniden seçim'. Yeniden seçime gitmek için önce feshedeceksiniz değil mi? Yetkiniz bitti, diyeceksiniz. Hiçbir gerekçe yok. Bunlar doğru değil. Emin olun. 'Evet' oyu çıktıktan sonra ilk yapacakları iş, 3 milyon Suriyeliye vatandaşlık vermek. Söylediler bunu. 'Hayır' çıkarsa veremeyecekler" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu; 'Cumhuriyetimiz sokakta kurulmadı'

1924 Anayasası’nda Mustafa Kemal Atatürk’e meclisin feshi yetkisi verilmediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “1924 Anayasası görüşülürken Mustafa Kemal Atatürk'e meclisin feshi yetkisi verilmemiştir. Şimdi veriyoruz bir kişiye. Niye veriyoruz? Hani milli irade vardı? Hani milli irade nerede tecelli ediyor? TBMM'de. Şu soruyu sorabilirsiniz bana 'Ya arkadaş sen güzel konuşuyorsun da 'hayır' çıkarsa ne olur 'evet' çıkarsa ne olur?. Evet, çıkarsa Türkiye sonu belirsiz bir maceranın içine girer. Libya, Romanya, Suriye, Irak'daki gibi. Bunların tamamı bölündü. Türkiye büyük riskle karşı karşıya kalır. Bizim Cumhuriyetimiz sokakta kurulmadı. Birisi ikram etmedi. Neden değiştiriyoruz. 141 yıllık parlamento geleneğimiz var. Diyorlar ki 'tarihe bağlıyız' Bağlı oldun. Nereden çıktı bu başkanlık sistemi. Nereden çıktı tek adam rejimi? Hangi şartlar bizi zorladı da rejimi değiştiriyoruz. Büyük Ortadoğu projesi kimdi? Türkiye bu sürecin içerisine neden sürükleniyor. Buna kim akıl etti? Kim ikna etti? Kim bu riskle karşı karşıya getirdi? Bunu iyi düşünmek lazım. Bütün yetkili bir kişiye veriyoz. Bir kişiyi kandırdığınız zaman en geç 24 saat içerisinde devleti ele geçiriyorsunuz. En geç 24 saat. Ne için, bütün paşaları, müdürleri, valileri, kaymakamları bir kararla değiştirebilirsiniz. Bugün bayrak ve vatan günüdür. Biz seçim yapmıyoruz. Akıl akıldan üstündür. Babalarımız böyle öğretti. Bana da böyle öğretti. Ona da babası öğretmiştir. Akıl akıldan üstündür' diye. Bu inancımızda da var. Bir kişi karar verecek biz ona oyacağız. Doğru değil” dedi.

OY KULLANACAK HERKESİN SORUMLULUĞU VAR

Oy vermeden önce herkesin düşünmesi gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “ Hepimizin düşünerek medeni insanlar gibi karar vermemiz lazım. Mesele bir bayrak, mesele bir vatan meselesidir. O açıdan herkesin sorumluluğu var. Bu ülkede yaşayan ve oy kullanacak olan herkesin bir sorumluluğu var. Hiç kimse 'benim sorumluıluğum yok' diyemez. Böyle bir lüksü de yoktur. Biz demokrasiyi mi istiyoruz. Tek adam rejimini mi istiyoruz? Demokrasiyi istiyorsak gideceğiz 'hayır' oyu vereceğiz. 'Tek adam rejimi bize yeter. Tek adam düşünsün başka kimsenin düşüncesine gerek yoktur' deniyorsa gidilecek 'evet' oyu kullanılacak. Bu kadar basit, bu kadar kolay bir tercih” diye konuştu.

Kıdem tazminatı ile ilgili asgari ücretlilerin oy kullanmadan önce düşünmesi gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Her madde üzerinde düşünmemiz lazım. 18 madde fazla değil. Oyu ona göre kullanmamız lazım. Bir kişiye yetki veriyoruz. İsterse kıdem tazminatını bir kararname ile kaldırabilir. Kıdem tazminatı kalsın diyorsa gidilecek evet oyu kullanılacak. Memurun emeklilik hakkı var. İşçininde bir ikramiyesi olsun, kıdem tazminatı olsun. Bunun bir güvencesi olsun deniyorsa gidecek hayır oyu kullanılacak. Asgari ücreti nasıl tespit ediyoruz. Devlet, işçi ve işveren sendikaları bir araya geliyorlar ve asgari ücreti tespit ediyorlar. Eski düzen devam etsin deniliyorsa hayır oyu kullanılacak. Biz yetki verdik isterse dondursun isterse kaldırsın diyorsanız evet oyu vereceksiniz. Bunun partilerle alakası yok. Bunu her asgari ücretli düşünmek zorundadır” dedi.

550 MİLLETVEKİLİ BİLE FAZLA, 450 OLMALI

450 milletvekilinin normal olduğunu ifade eden Kemal Kılıçdaroğlu, “550 milletvekili bana göre fazla. Normali 450'dir. Şimdi 600'e çıkatıyoruz. 550 milletvekili bize yetmiyor. 600 milletvekili olsun diyorsanız gidip evet oyu kullanacaksınız. Olur mu? 600 milletvekili 187 trilyon para ödüyeceğiz. Gerek var mı buna diyorsanız gideceksiniz hayır oyu kullanacaksınız. Bana sorarsanız neden 600? neden 187 trilyon lira? Eğer bu parayı birine vereceksem götür fındık üreticisine ver kardeşim. Milletvekillerine 187 trilyon vereceksin. Fındık üreticisi yine perişan vaziyette. Diyorsanız ki fındık üreticisi olarak 'biz perişanlığa alıştık. Açlığada alıştık. Evet oyu kullanalım' diyorsanız kaderinizi kendiniz çizmiş olacaksınız. 'Hayır 187 trilyon lira bizim cebimizden çıkmamalı bu ülkede açlık var, yokluk var. Ürün üretiyoruz. Dünya da 1 numarayız. Bu para bize verileli doyorsanız gidecek 'hayır' oyu kullanacaksınız” diye konuştu.

HANGİ SORUNU ÇÖZÜYOR?

Anayasa değişikliğin hangi sorunu çözdüğünü soran Kılıçdaroğlu, “Kendinize sorun. Bu Anayasa değişikliği ülkenin hangi sorununu çözüyor? Bana bir Allahın kulu çıkıp desin ki 'şu sorunu çözeceğiz'. Fındık üreticisinin, taşeron işçinin sorununu mu çözecek? Yok öyle birşey. Devlet memurunun sorununu mu çözecek? Yok öyle birşey. Devlet memurları güvencesiz hale gelecek. Bir kararname ile muhtarlıkların tamamını kaldırabilir. Peki neyin sorununu çözecek? 'Devlette çift başlılığı kaldıracağız'. Devlette çift başlılık yok ki. Cumhurbaşkanı var en tepede. Altında Başbakan var devleti yöneten kişidir. Hesabını gider TBMM'ne verir. TBMM'den güvenoyu ister. Bakanların yolsuzlukları olduğunda meclise gensoru verilir. Bu sistemden tamamen vazgeçiyoruz. Cumhuriyet kurulduğundan bu yana Cumhurbaşkanları tarafsız olmuştur. Dolayısıyla 'biz tarihimize bağlıyız. Örf ve adetlerimize bağlıyız' diyorsanız gidecek 'hayır' oyu kullanacaksınız. 18 yaşında milletvekilliği diyorlar. Diyorsanız ki 'olur. 18 yaşında milletvekili olsun. Ömür boyu askerden muaf olsun. Milletvekilliği emeklilık aylığı hakkına kavuşsun' diyorsanız' gidip 'evet' oyu vereceksiniz. 'Ya bu kadar olmaz. Benim çocuğum El-Bab'a gidiyor. - 40 derece PKK ile mücadele ediyor. O Ankara'da ki beylerin çocukları hem milletvekili olacak. Hem askerden muaf olacak. Hem de milletvekilliği emekli aylığı hakkı kazanacak' diyorsanız gideceksiniz 'hayır' oyu kullanacaksınız” diyerek şunları söyledi:

HANGİ DOĞRUYU SÖYLEMEDİK?

“Üzerimize saldırıyorlar. Kılıçdaroğlu doğruları söylemiyor. Hangi doğruyu söylemedik? 'Tek adam' dedin kendileri kabul ettiler. 'Evet tek adamız biz' dediler. Muhtarlıkları kapatacak dedim ki araya belediyeleri sıkıştırdılar. Belediyeleri kapatma yetkisi yok. Muhtarlıkları kapatma yetkisi var. Ama devletin işleyişiyle ilgili kullanabiliyor. Şu kararı alabilir. Trabzon, Giresun ve Ordu'yı birleştirdim. Tek eyalet yaptım. Başınada şu genel valiyi tayin ettim. Bu yetkisi var. Bu yetki olsun diyorsanız 'evet' oyu kullanacaksınız. 'Böyle şey olur mu? Bu yetki meclisindir. Mecliste ortak akıl vardır' diyorsanız 'hayır oyu kullanacaksınız”

İŞÇİLERLE YEMEK YEDİ, KAMYONCULARI DİNLEDİ

Ordu'da bulunan Kemal Kılıçdaroğlu, işadamları ile gerçekleşitirdiği toplantı sonrasında özel bir çay fabrikasını ziyaret etti. Tablot yemek sırasına girerek yemek alan Kılıçdaroğlu, işçilerle birlikte yemek yedi. Ardından da Organize Sanayi Bölgesi'nde Kamyon ve TIR Taşıyıcılar Kooperatifi'ni ziyaret eden Kılıçdaroğlu kamyoncuların sorunlarını dinledi. Bir kamyoncunun Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ndeki geçiş ücretlerinden yakınması üzerine Kılıçdaroğlu, "Bütün sorunları biliyoruz. Hepsinin çözümü var. Bütün mesele plağı değiştirmekte. Türkçesi o yani. Siyasi konuşmak doğru değil. Sonuçta vatandaşın bir derdi var. Bu derdin çözülmesi lazım. Yetki verdiğiniz bir iktidar var. Çözmüyor, çözmeyince de 'Kardeşim kusura bakma sana oy veridim. Getirdim sen çözmedin. Ben de plağı değiştiriyorum. Bakalım onlar çözecek mi? Budur. Demokrasi de budur. Yoksa birbirimizi kötüleyerek yapmak doğru değil. Sonuçta siyasi partiler vardır. Bütün siyasi partiler saygındır. Partilerin varlık nedeni demokrasiyi daha saygın kılmaktır. Parti düşünceleriyle vatandaşın önüne gitmektir. Sonuçta vatandaştan oy isteriz. Oda oy verir. Sorunu çözülüyor mu? Çözülmüyor mu? Çözülürse eyvallah devam. Çözülmüyorsa 'kusura bakma' diyip başka partiye yönelmesi lazım. Eğer bunu yapabilirsek çok iyi sonuçlar elde edilebilir. Demoktrasi güçlenmiş olur" dedi.

Kılıçdaroğlu daha sonra Organize Sanayi Sitesi içerisinde fındık fabrikasını ziyaret ederek kadın işçilerle tokalaşarak sohbet etti. Ardından Kılıçdaroğlu, Ordu TSO'da düzenlenen toplantıya katılmak için fabrikadan ayrıldı.

DEVLETİN PARASIYLA ‘EVET’ PROPAGANDASI YAPIYORLAR

Kemal Kılıçdaroğlu, fabrika ve işçi ziyareti sonrasında Ordu Ticaret ve Sanayi Odası'nda muhtarlarla bir araya geldi. Muhtarlara seslendiği konuşmasında hükümeti eleştiren Kılıçdaroğlu, “Devletin arabasını, uçaklarını kullanıyorlar. Devletin parasını kullanıyorlar. Devletin televizyonlarını kullanıyorlar. Devletin forsunu kullanıyorlar. Meydan meydan dünya kadar para harcayarak 'evet' propagandası yapıyorlar. Biz konuştuğumuz zaman belli televizyon kanalları bizi hiç görmüyor zaten. Bizi çağırın. Bize soru sorun. Üstelik gazetecileri biz değil siz seçin. En zor soruları sorsunlar. Ama korkudan çıkartmıyorlar. Çıkaramıyorlar. Ne yaparsa yapsınlar ben bu milletin ferasetine güveniyorum. Ne söylerlerse söylesinler ben bu milletin sağduyusuna güveniyorum ve 'hayır' çıkacağına inanıyorum. Hayırlı bir iş olacaktır Türkiye için” dedi.

Cumhurbaşkanının yemininde tarafsızlık olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Osmanlı'da millet kavramı var mıydı? Yoktu. Cumhuriyetle beraber millet kavramı geldi. Ne diyoruz. Türk milleti diyoruz. Türk milletinin kaderini de milletin kendisi belirleyecek. Biz Anayasa Mahkemesine bunun için gitmedik. Millet varsa kendi kaderini belirleyecekse buyursun belirlesin. Ya demokrasi ya tek adam rejimi bu kadar basit. Demokrasiyi istiyorsanız 'hayır' diyeceksiniz. 'hayır demokrasiye gerek yok. Tek adam rejimi' diyorsanız. Gidip 'evet' oyu kullanacaksınız. Bunun için uzun uzun düşünmeye konuşmaya gerek yok. Başbakanlık ne için kalkıyor. Cumhuriyet kurulduğundan beri başbakanlık var. Çünkü Cumhurbaşkanı tarafsız. Devletin başındaki insanın tarafsız olması lazım” diye konuytu. CHP Lideri Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:

BİR KİŞİ KARAR VERİYOR

“Başbakan olamaz bir partinin genel başkanıdır. Ben de tarafsız olamam. Devlet bey de olamaz o da bir başka partinin genel başkanı. Bizim yeminimizde tarafsızlık yoktur. Milletvekillerinin yemininde de tarafsızlık yoktur. Ama Cumhurbaşkanının yemininde tarafsızlık vardır. 80 milyonu temsil edecek çünkü. Şimdi biz bütün yetkileri alıp bir kişiye veriyoruz. Hem başkan hem de partinin genel başkanı. Kaç bakan olacak? Başkanın kaç yardımcısı olacak? Şu an meclis karar veriyor. Yeni model de meclis devre dışı. Kim karar veriyor tek kişi.” 

Hükümete ‘Televizyon programında tartışalım. Beni mahçup edin” çağrısında bulunan Kılıçdaroğlu, “'Kılıçdaroğlu doğruları söylemiyor' diyorlar. Koro halinde söylüyorlar. Ben de onlara şu teklifi yapıyorum. Ben doğruları söylemiyorsam size televizyonda buyurun gelin tartışalım diyorum. Beni mahcup edin. Belki bu kadar propagandaya ihtiyaç kalmayacak. Diyeceksiniz ki, 'sen şöyle diyorsun. Anayasa'nın şu değişikliği öyle demiyor'. Diyim ki 'doğru ben bunu atlamışım'” diyerek şunları söyledi:

CESARET EDEMİYORLAR

“ Böyle bir şey demiyorlar. Gelmiyorlar. Oturup tartışmıyorlar. Amerika'da, Fransa'da, Japonya'da İngiltere'de hangi model var? Seçimlerden ya da referandumdan önce liderler bir araya gelirler. Otururlar medeni insan gibi tartışırlar. Vatandaşda kahvesinde ya da evinde otururken seyreder. Kim doğruyu söylüyor. Kim doğruyu söylemiyor. Bizim vatandaşımızın aklı var. Hem cesaret edemiyorlar gelmeye, hem de bize diyorlar ki, 'doğruları söylemiyorsuz'. Hangisini yanlış söylüyoruz? Hangi cümlemiz yanlış?"
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Tüm Hakları Saklıdır © 2016 Erzurum Seçimleri | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0850 302 20 29, +90 442 234 95 52 pbx GSM: +90 530 172 64 10 | Faks : + 90 442 234 26 41 | Haber Yazılımı: CM Bilişim