• Erzurum-1 °C
  • Erzincan5 °C
  • Ağrı3 °C
  • Ankara12 °C
  • İstanbul19 °C
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
CHP böyle birini kendine layık buluyorsa
19 Mayıs 2017 Cuma 11:27

CHP böyle birini kendine layık buluyorsa

CHP böyle birini kendine layık buluyorsa...Serdar Akinan yazdı

Erzurum Güncel- İşte o yazı...

Ufuk Güldemir’le tanışıklığım 1992 yılına dayanıyordu.

Cumhuriyet’ten yeni kurulan Star TV’nin haber merkezine henüz geçmiştim.

O da Cumhuriyet’in Washington temsilciliğinden ayrılarak, o tarihteki Star TV Genel Koordinatörü Özcan Ertuna’nın teklifi ile rahmetli Orhan Duru’nun yardımcısı sıfatıyla gelmişti.

O yıl çok iyi işler yaptık.

Sonrasında; rahmetli, bilenin çok iyi bildiği o huylarının suyuna gitti.

Yollarımız, o günlük, tatsızlık olmadan ayrıldı.

 

Köprünün altından çok sular aktı.

Zaman geçti.

Bir öğle vakti telefonum çaldı.

Arayan Ufuk.

“Nerdesin?”dedi.

“Cem Aydın (NTV) için yeni projelerle ilgili bir sunum hazırlıyorum”dedim.

“Her ne yapıyorsan bırak ve gel” dedi.

“Gelemem” dedim.

“Saçmalama, sana TV aldım” dedi.

O tarihte Sabah gazetesinden atılmış ve Levent’teki evinin alt katında Hakan Aygün ile Habertürk adlı bir internet sitesi kurmuştu.

 Tabiri caizse gündemi sallıyordu.

“Hayrünnisa Gül şu anda Papermoon’da mürekkep soslu linguini yiyor...”

“Ali Kırca şu anda odasını topluyor...”

“Hüsamettin Özkan’ın özel kalem odasında şu anda Habertürk ekranı açık ve bu yazılanları okuyorlar...

Başlıkları sadece hafızamda kalan bir kaçı.

Güldemir'in asıl hedefi gazete çıkarmaktı.

Benden yöneticisi olacak isim istedi.

Ben de ona, “Türkiye’deki her şeyden vazgeçmiş ” Amerika yolcusu Kaan Sümer’i önerdim.

Tanıştılar ve iyi anlaştılar.

Ama Kaan, gazete kurmak için işadamlarına yapılan turlardan ve toplanan meblağın yetersizliğinden sonra Güldemir’i gazete çıkarmadan önce TV kurması gereğine ikna etti.

Ceylan ailesinin Bank Kapital’ına el konulmuş. CTV lisansı açıkta kalmıştı.

Habertürk ise ses getiren bir internet sitesiydi.

Mahmut Ceylan, Ufuk Güldemir’e hükümetle ilişkini düzeltmesi için CTV lisansını kullandırttı.

Mustafa Yaprak da Ataköy Marina’daki binasının bir bölümünü stüdyo ve ofis olarak kullanıma tahsis etti. Habertürk TV böyle doğdu.

Gazetecilik iyi de TV kurmak bambaşka bir uzmanlık.

TV kurma tecrübesi Ne Ufuk, ne Hakan, ne de Kaan’da vardı.

İşte Ufuk, bundan dolayı bana ortaklık teklif etti.

Ertesi gün, “Sermayeden bağımsız özgür habercilik yapacağız.” şaralasına kanıp,

Cem Aydın’ın “Deli misin? Nereye gidiyorsun?” sözlerine kulak tıkayarak istifayı bastım.

Buradan sonrası yazmaya ahdettiğim bir kitabın konusudur.

Ama.

Bugünlerde Hakan Aygün ve Halk TV üzerinden ortalığa epey pislik saçılmaya başladı.

Suçlamaların merkezinde Hakan Aygün’ün şahsına ait "Halk Medya ve Reklam" şirket ile Halk TV yayınları arasındaki akçeli ilişkiler ve FETÖ bağlantısı var.

Görünen o ki gazeteci Makbule Cengiz bu işin peşini bırakmayacak.

Hakan Aygün hakkında ortalığa neler saçılacak bekleyip göreceğiz.

Yüz kızartıcı bilgiler ortaya çıkarsa çok şaşırmayacağımı düşünüyorum!

Fakat, Hakan Aygün- FETÖ bağlantısı konusunda bildiklerimi paylaşmak bir zorunluluk.

Hakan Aygün hakkındaki FETÖ bağlantısı iddiası bugün yurt dışına kaçmış olan Tarık Toros’la ilişkisinden kaynaklanıyor.

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen Askeri Casusluk soruşturması kapsamında itirafçı olan “mahrem imam” Haluk Samay, Tarık Toros için şu ifadeleri kullanmış:

"Toros'la 1993'te Ankara'ya geldiğinde tanıştım. O dönemde Harp Okulu'nda okuyan ancak isimlerini bilmediğim bazı öğrencilerin sorumlu abisiydi. Askeri okullara girecek öğrencileri, FETÖ 'ye bağlılık derecelerine göre tespit ediyordu."

Bu ifade üzerine zan altında kalan Hakan Aygün, "Tarık Toros işe Ufuk Güldemir tarafından alındığını herhalde söyler" açıklamasını yaptı.

İşte burada duralım.

Ufuk Güldemir hayatta değil ama ben hayattayım ve o sürecin bizzat tanığıyım.

Tarık Toros’u Hakan Aygün getirdi. Önceleri Samanyolu TV’de çalıştığını da kimseye söylemedi. Sonra çalıştığı yer olan "TGRT" dedi.

Ufuk, Tarık Toros’tan rahatsız oldu, tanımıyordu, istemedi. Ancak o tarihte birçok kişi “gönüllü” olarak çalışıyordu. Muazzam bir heyecan vardı.

İnsanlar ilk üç ay hiçbir çalışan para almadı. Alacakları maaşlar söylendi ve “reklam gelince” paralarının toplu ödeneceği sözü verildi.

İşte Hakan Aygün böyle bir ortama Tarık Toros’u getirdi ve gece editörü yaptı.

Yani, para almadan çalışanlar kervanına Tarık Toros da katıldı. (Hakan Aygün kanala yine Ufuk'un hiç tanımadığı, bizim bunca yıllık basın hayatında isimlerini bile duymadığımız birkaç kişi daha getirdi. Hepsi para almadan çalıştı. Sonra öğrendim ki, para almayan bu kişiler İstanbul'un lüks otellerinde kalmışlardı! Paralarını kaynağı neydi bilmiyorum. Bildiğim Habertürk'ten para almadıkları.)

Tarık Toros, hem kanala hem siteye editörlük yapıyordu. Bu süreçte ben kanaldan ayrıldım.

Sonrasında Tarık Toros, Akşam gazetesinde karşıma çıktı. Hep aynı mütevazi, sessiz son derece saygılı çocuktu.

Fakat aradan zaman geçti ve ne zaman ki FETÖ'nün Bugün ve Kanaltürk’te çalışmaya başladı onun içinden bir "canavar" çıktı. Tetikçi, ukala ve saldırgan bir "gazeteci müsveddesine" dönüşüverdi.

O dönemde, Hakan Aygün de adı ahlaksız bir ilişkiye karıştı. Ufuk Güldemir tarafından kovuldu. (Kovulmasını isteyen kişi, Habertürk'te çalışan Şener Aygün'dü! Girmek istemiyorum bu pislik işlere. Kendi özel hayatları bize ne?)

Peki, Hakan Aygün, Habertürk'te ayrılınca nereye gitti? FETÖ'nün Bugün gazetesine köşe yazarı yapıldı. Ve yine FETÖ kanalında program yapmaya başladı.

Artık, FETÖ gezilerine gidip övgüler dizen biri oluverdi. Fethullah Gülen hakkındaki övgülerini yazıp konuyu uzatmayayım.

Gelelim sonuca:

Tüm bu paylaştıklarım: Tarık Toros gibi bir FETÖ’cüyle tanışmak, onu korumak ve FETÖ organlarında çalışmak, Gülen'i övmek Hakan Aygün’ü de bu örgütün üyesi yapar mı?

Öyle ya FETÖ mensupları kendilerini ustalıkla saklama bilgi ve tecrübesine sahipler. Hakan bunlardan biri mi?

Kişisel kanaatim şu:

Hayır, Hakan Aygün FETÖ’cü olamaz.

Neden mi?

Şundan:

Terör örgütlerinin bir inanç sistematiği vardır.

Bu sistematik ideolojik olabilir. DHKP-C, PKK, TİKKO, FARC gibi ve paralel devlet yapılanmasıyla post-pretoryanist[1] FETÖ gibi.

Bu sistematik etnik olabilir. ETA ve IRA gibi, vs.

Bu sistematik dini motiflidir. IŞİD gibi, Ensar gibi, vs.

Bu sistematik devlet temellidir. Naziler gibi, vs.

Tüm bu sistematikler bir inanç gerektirir.

Hakan Aygün’de bu anlamda bir inanç olmadığını çok iyi biliyorum.

Onun tek bir inancı vardır; para!

Para uğruna her şeyi yapabileceği sınırsız kötücül bir mizaç!

CHP ya da Halk TV böyle birini kendine layık bulursa ne diyebiliriz ki...

Serdar Akinan

Odatv.com

Odatv'nin notu: FETÖ soruşturmalarında aranan Tarık Toros ise konuya dair sosyal medya hesabından şu mesajları attı:

[1] Pretoryen kavramı Roma İmparatorluğu'nda Sezar’ı koruyan askerleri temsil eder. Pretoryanizm askeriyenin siyasi sistemi kontrol etmesi durumudur. Pretoryen anlayışın etkili olduğu yerlerde askerler yönetimi tam manasıyla üstlenmeseler bile yürütme gücü üzerinde egemenlikleri bulunabilir. Kendilerini devletin koruyucusu  olarak görmesi durumudur. “Post pretoryen” kavramını oluştururken buna gönderme yapıyorum. Bu kavramsallaştırmada “devlet” sembolik olarak İslam devletidir. Fethullah Gülen’in mehdiyeti “Sezar” için devleti ele geçirmektir. FETÖ mensupları da pertoryenist bir anlayışla devlete sızmış ve tamamen ele geçirmeye kalkışmışlardır.

Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Tüm Hakları Saklıdır © 2016 Erzurum Seçimleri | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0850 302 20 29, +90 442 234 95 52 pbx GSM: +90 530 172 64 10 | Faks : + 90 442 234 26 41 | Haber Yazılımı: CM Bilişim